-
1 asıl sayı
-
2 asıl sayı
cardinal number -
3 asıl
bu haberin aslı yok diese Nachricht ist nicht wahrbir işin aslını araştırmak etw auf den Grund gehenII adj1) eigentlich; ( gerçek) wahr\asıl adı sein eigentlicher Name\asıl sanat budur das ist wahre Kunst\asıl sebep der wahre Grundaslı çıkmak sich als wahr herausstellen2) ( ana) Haupt-, Grund-\asıl sebep der Hauptgrund3) (\asıl sayı) Kardinal- -
4 asıl
asıl < aslı> Grundlage f, Basis f; Wesen n, Kern m; Grund m (einer Sache); Herkunft f; Wurzel f; Original n (eines Dokumentes); Echtheit f, Richtigkeit f; adj richtig, eigentlich, wahr (Problem); Haupt- (Strecke, Grund);asıl önemlisi (das) eigentlich Wichtige;asıl sayı ganze Zahl, Grundzahl f;aslı astarı olmayan aus der Luft gegriffen;aslı çıkmamak sich nicht als wahr erweisen;aslı gibi originalgetreu;aslı nesli bellisiz (oder belirsiz) von unbekannter Herkunft;aslı var (es ist) begründet, es ist etwas dran;aslı yok (es ist) unbegründet; unglaubwürdig;aslına bakarsan(ız), aslında im Grunde genommen -
5 cardinal number
asil sayi, sayal sayi, nicelik sayisi -
6 Kardinalzahl
Kardinalzahl f asıl sayı -
7 Kardinalzahl
asıl sayı -
8 prime
adj. baş, ilk, birincil, en önemli, başlıca, asal————————n. en güzel zaman, gençlik, hayatın baharı, olgunluk çağı, mükemmel şey, asal sayı, başlangıç, ilk dönem, ana nota, savunma duruşu————————v. ağızotu koymak (tüfek), tulumbaya su koymak, astar sürmek, içirip sarhoş etmek, söylemesi gerekeni öğretmek* * *1. asal 2. kullanıma hazırla (v.) 3. ilk (adj.)* * *I 1. adjective1) (first or most important: the prime minister; a matter of prime importance.) asıl, esas2) (best: in prime condition.) en iyi2. noun(the best part (of a person's etc life, usually early middle age): He is in his prime; the prime of life.) en güzel çağ- primary- primarily
- primary colours
- prime minister
- prime number
- prime time 3. adjectiveprime-time advertising.) reyting saatinde olanII verb(to prepare (something) by putting something into or on it: He primed (=put gunpowder into) his gun; You must prime (=treat with primer) the wood before you paint it.) hazırlamak- primer
См. также в других словарях:
sayı — is., mat. 1) Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet Bir, beş, yüz, birer sayıdır. 2) Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
National Intelligence Organization (Turkey) — Millî İstihbarat Teşkilatı Milli İstihbarat Teşkilatı Agency overview Formed 1965 Preceding agency Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Jurisdiction Government of Turkey Employees 5000 (full time) … Wikipedia
asal — sf. Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi Birleşik Sözler asal gazlar asal sayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölüm — is. 1) Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım Asıl yalıya bitişik bir binada belki de eski selamlık bölümünde idiler. R. H. Karay 2) Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon 3) mec. Çağ, devir O gün edebiyat… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerçek — sf., ği 1) Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 2) is. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat 3) Aslına uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nüsha — is., Ar. nusḫa 1) Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri Bu yazma eserin üç nüshası daha var. 2) Gazete, dergi vb.nde sayı Geçende Sarıkamış ta çıkan Varlık gazetesinin bir nüshası geldi. F. R. Atay 3) sf. Benzer, aynı, kopya Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üs — 1. is., ssü, mat., Ar. uss Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür 2. is., ssü, esk., Ar. uss 1) Kök, asıl, temel, esas 2) Bazı görevleri yürütebilmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEZR — Kök, asıl, temel. Bünyâd. * Kesmek. * Mat: Kendi misline darbolunmakla (çarpılmakla) bir sayı meydana getiren rakam (Kare kök). Üç, dokuzun cezri dir. Dokuz, üçün meczuru dur. (Bak: Meczur) * Derya, deniz. * Arı kovanından bal almak. * Ay ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÜSS — Esas, asıl. Kök, temel. * Askerlikte herhangi bir düşman hücumuna karşı esas dayanak olmak üzere önceden hazırlanmış yer. * Harb gemilerinin, noksanlıklarını tamamladıkları yer. * Mat: Bir sayının hangi kuvvete çıkarıldığını gösteren sayı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nisap — derece; istenilen had; asıl; esas; yeter sayı; bir kurulun toplanabilmesi veya karar alabilmesi için gerekli sayıda üyenin bir araya gelmiş olması … Hukuk Sözlüğü